Her fırsatta altını çizerek tekrar ettiğim gibi bizim siyasetimiz eser ve hizmet siyasetidir. Bizim ne dünün CHP’si gibi arkamızda tek parti faşizminin utancı var, ne de bugünün CHP’si gibi kendi iç kavgasından başını kaldıramayan yalan üzerine kurulu bir siyasetimiz var. Biz tüm samimiyetimizle ve gücümüzle ülkemizin önünde yeni ufuklar açmanın, şehirlerimizi de bu vizyona ayak uyduracak yönetimlere kavuşturmanın gayreti içindeyiz. Bu anlayışla hasret gidermek ve vatandaşımızın sandıkta desteğini istemek için gittiğimiz hemen her şehirde rakiplerimize meydan okuyoruz. Dün Samsun’daydık. Bugün Ordu’dayız, buradan da Giresun’a. Yarın Trabzon oradan da Rize.
“ULAŞTIRMA BAKANIMA TALİMATI VERDİM”
Eser ve hizmet müktesebatı konusunda ne belediyelerde ne iktidarda bizimle yarışacak bir parti zaten mevcut değil. Öyle ya, heralde milletimiz 17 seçimdir kara kaşımıza, kara gözümüze hayranlığından her seçimde bizi sandıktan birinci çıkarmıyor. Türkiye’nin 21 yılda nereden nereye geldiğini akıl ve vicdan sahibi herkes görüyor, kabul ediyor. Sadece bu kadar da değil bizimle vizyonda, programda, projede yarışacak bir rakip de tanımıyoruz. Seçimlerde karşımıza çıkan partilerin bir kısmının bırakın ülkeye ve şehirlerimize katkıda bulunmayı kendilerine bile hayırları yok. Şehir hastanemiz şu anda yüzde 93 bitmiş vaziyette. Yol sıkıntısı vardı bugün Ulaştırma Bakanıma da talimatı verdim. Dedim ki, “Yolu da süratle yapacaksın. Bunu belediyeden bekleme. Ulaştırma Bakanı olarak yolu da bitir. Böylece şehir hastanesi ile birlikte yolumuzu da bitirmiş olalım.’Ulaştırma Bakanım da şu an burada, işi bitirecek.
10 ay hapis yattı: Bu uygulamayı kullandım diye başıma gelmeyen kalmadı
“BUNU YAPACAĞIZ”
Mesela, herkesin saç saça, baş başa kavga halinde olduğu CHP’ye bakıp da başka bir hissiyata kapılmak mümkün mü? Şu anda biz merkezi yönetimde miyiz? Bu kardeşiniz bu ülkenin Cumhurbaşkanı mı dolayısıyla burada Mehmet Hilmi Güler ve ilçe belediyelerimiz seçimi kazandığı anda şunu bileceksiniz; Burada Cumhurbaşkanı şu anda AK Parti’de Erdoğan. Hükümet onda dolayısıyla yerel yönetimde de aynı şekilde burada AK Partili bir büyükşehir ve ilçe belediyeleri olduğu zaman artık Ordu’nun kılına zarar gelmez. Bunu yapacağız. Samsun’dan Hopa’ya bu sahil yolunu kim yaptı? Biz yaptık. Şimdi de yine aynı şekilde yola devam.
Yine ülkeye ve millete faydası olmayan partilerin bazıları da tüm stratejilerini kazanmak üzere değil kaybettirmek üzere kurmuş durumdalar.Senin bu ülkede tuğla üzerine tuğla koyma seviyesinde bir izin bile yoksa, milletin dertlerinden birine bile derman olacak projen veya teklifin yoksa, herhangi bir konuda geleceğe ışık tutacak fikir üretememişsen, birilerine kaybettirmekle eline ne geçecek? Bu kafanın sonu kendini siyasetin mezat pazarında açık artırmaya çıkarmaktır. Nitekim öyle de oluyor.
“40 TİLKİYLE BİZİM ÖNÜMÜZÜ KESMEK İÇİN YOLA ÇIKANLARIN HİÇBİRİNİN DE SONU HAYIRLI BİR DURAKTA BİTMEDİ”
Bugüne kadar hüsnüniyetle çıktığımız hiçbir yolda biz yaya kalmadık. Buna karşı kafalarında ve karınlarında dolaştırdıkları 40 tilkiyle bizim önümüzü kesmek için yola çıkanların hiçbirinin de sonu hayırlı bir durakta bitmedi. Varsın onlar tilkilerin kuyruklarını birbirlerine bağlamakla uğraşsınlar, biz ülkemiz ve şehirlerimiz için yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı anlatmayı sürdüreceğiz. Ordu’ya son 21 yılda günümüz rakamlarıyla 139 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık. Laf ola beri gele 139 milyar lira.Ordu’muzu her alanda geliştirmeye, büyütmeye, güzelleştirmeye devam edeceğiz.
Bizim olmadığımız bir Büyükşehir Belediyesi, kusura bakmayın açık konuşacağım… Doğal gazı nasıl getirecek? Biz varsak doğal gaz var, biz yoksak doğal gaz yok.
“EN KÜÇÜK BİR ZAAFİYETE İZİN VERMİYORUZ, VERMEYECEĞİZ”
Ülkemizin her gündemi bizim gündemimizdir. Milletimizin her sıkıntısının çözümü bizim sorumluluğumuzdur. Depremden teröre hiçbir başlıkta en küçük bir zaafiyete izin vermiyoruz, vermeyeceğiz. Bunlarla birlikte kalkınma programlarımızı, yatırımlarımızı, insanımızın ve şehirlerimizin her bir meselesini yakından takip ediyoruz. Tabi bunları söylerken önümüzdeki zorlukları da görmezden gelmiyoruz. Küresel ve bölgesel gelişmelerin etkisiyle ülke olarak içinden geçtiğimiz meşakkatli dönemin bir süredir milletimizi nasıl yorduğunu en iyi biz biliyoruz. Pazartesi Dubai’deydik, oradan Mısır’a geçtim, oradan döndüm ülkeme geldim. Durmak yok, yola devam. Bir de buna 6 Şubat depremlerinin ekonomimize çıkardığı 104 milyar dolarlık ilave maliyeti eklememiz gerekiyor. Bu kritik dönemde de önceliği yatırıma, istihdama, üretime ve cari fazla yoluyla hamdolsun güçlenmeye verdik. Böylece vatandaşlarımızın çalışacak iş bulabilmesine, evine ekmek götürecek rızık kapısını açık tutabilmesine imkan sağladık.
“TÜM KESİMLERİN SATINALMA GÜÇLERİNİ KORUMAYI HEDEFLEDİK”
İnsanımızı mağdur edecek acı reçeteler yerine dengeli politikaları yeğledik. Bilhassa hayat pahalılığı ile mücadele hepimiz için zorlu geçiyor. Bu mücadelenin bedelini beraberce ödüyoruz. Merkezi yönetim bütçesini hazırlarken çalışanıyla, esnafıyla, emeklisiyle tüm kesimlerin satınalma güçlerini korumayı hedefledik. Buna rağmen ortaya çıkan dengesizlikleri de ek tedbirlerle düzeltmeye çalışıyoruz. Sadece emeklilerimize yaptığımız tek seferlik 5 bin liralık ödemenin en düşük emekli maaşının sınırını 10 bin liraya çıkarmanın, maaşlarda yaptığımız yüzde 50’ye ulaşan zam oranlarının bütçeye maliyeti 300 milyar liradan fazladır. Bütçemize ek maliyet getiren bu düzenlemelerle gayemiz emeklilerimize ve çalışanlarımıza biraz nefes aldırabilmektir.
EMEKLİ İKRAMİYESİ 3 BİN BİN LİRAYA ÇIKIYOR
Önümüz Ramazan, arkası bayram emeklilerimizin bayram ikramiyelerinde de bütçe imkanlarını tekrar zorlama pahasına bir artış yapmayı planlıyoruz. Biliyorsunuz eskiden emeklinin bayram ikramiyesi diye bir geliri yoktu. Bu uygulamayı ilk defa 2018 yılında biz getirdik. Önce bin lira olan bayram ikramiyesini evvela bin 200 liraya sonra 2 bin liraya çıkardık. Önümüzdeki bu rakamı yüzde 50 artışla 3 bin liraya yükselteceğiz. Tabi ülkemizde emekli maaşı alan vefat edenlerin hak sahipleri ile birlikte 16 milyon kişi var. Yapılan her bir iyileştirmenin bütçeye maliyetini buna göre düşündüğümüzde karşımızdaki tablo çok daha iyi anlaşılacaktır.
Bizim asıl amacımız ekonomide gerçek ve kalıcı refah artışını sağlayacak güçlü bir alt yapı kurmaktır. Hayat pahalılığı sorunu çözdüğümüzde diğer alanlarda çok daha hızlı yol alabileceğimiz bir iklime sahibiz. Biliyorsunuz iktidarımızın ilk dönemleri büyük ölçüde geçmişin eksiklerini telafi etmekle geçti. Ardından 2023 hedeflerimiz cumhuriyetimizin ilk asrını hangi seviyede tamamlamak istediğimizi gösterdi. Şimdi de Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla ülkemizin siyasetten ekonomiye, teknolojiden savunmaya her alanda geleceğin dünyasına hazırlıyoruz. İnşallah 31 Mart’ta sizlerin desteği ile seçilecek belediye başkanlarımız vasıtasıyla hayata geçireceğimiz Türkiye Yüzyılı şehirleri hedefimiz bu vizyonun ayrılmaz bir parçasıdır.